31 Temmuz 2012 Salı

Organikçilere Film :) izleyivedim gari..



  Aylar öncesinde "bak bu filmi izle tam senlik" önerisi almama rağmen bir türlü fırsat bulup izleyemediğim "Entel Köy Efe Köye Karşı" filmini ,uykusuzlukla boğuştuğum bir gece kulaklıkları takıp pisiciğimden izledim ( netbookumun adı pisi)
   
      Kahkahalarım duyulmasın diye verdiğim mücadeleyi anlatamam.Filmi yönetmen Yüsel AKSU çekmiş,Dondurmam Gaymak'ta olduğu gibi köyün yerlilerini de oynatmış,başrolde Çok Güzel Hareketlerin Hıyarlı Babası Şahin Irmak var. Şahin Irmak çok başarılı bir oyun çıkarmış Ege şivesini muhteşem konuşupduru :)
  
      Bu filmi özellikle izlemem için öneren arkadaşlar, benim organik, doğal ürünlere takıntımı bildiklerinden önermişler meğer :) çünkü günümüzün en önemli sorunlarından biri olan gdo lu tarım ve şehir yaşantısının,fabrikasyon ürünlerin zararları çok ciddi bir biçimde vurgulanmış fakat bu mesaj komediyle öyle bir harmanlanmış ki ortaya kahkaha bombardımanlı bir film çıkmış..
  
    Filmde; artık şehir yaşantısından sıkılan bir grup entel dantelin ( filmde böyle diyipdurula ben napen) Efe köye yerleşip burada köylülerden daha köylü olmaları ve onlardan daha organik yaşamaya başlamaları ile gelişen olaylar Egenin güzel Türküleri ,sevimli insanları ,kendine has dilleri ile birleştirilerek anlatılmış.  Film ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi burada bulabilirsiniz: http://www.entelkoy.com/


     Filmin şarkıları da harika, sözler yine günümüz yapay dünyasına atıfta bulunularak yazılmış, çok beğendim çook :)) Bu film çoluk çocuk izleyebileceğimiz bir film değil çünkü içeriği ve dili büyüklere göre ;)
 
   Hala izlemeyen varsa çocukları uyuttuktan sonra izleyivesin garii ...


Filmin güzel şarkılandan birini sizle için paylaşıvedim..dinleyiverin gariiiiii




İmza: entel dantel olmayan ama köy hayatına bayılan yarı yörük yarı laz anneayça :)

  





24 Temmuz 2012 Salı

Annelikte ufff puff halleri..

  

 Çocuğun mu var herşeyin var! En çok da endişen! Daha hamileyken başlar tasası; o test ,bu test ,şu test yapılır, rutin kontrollere gidilir, aman bebiş sağlıklı olsun, ya bişey olursa endişesi.Ne yesem ne içsem de sağlıklı büyüse karnımda derdi..sonra nasıl doğursam da dünyaya sağlıklı getirsem düşüncesi..bu süreçte başa gelebilecek ya da gelen aksilikler de cabası..

   Doğurdun eve geldin ,aman sütüm artsın ,sağlıklı uyusun,düzen tutturalım soru(n)ları...  Kaka ,çiş ,gaz üçlüsünün hayatınızın merkezinde yer alması...internetten,kitaplardan gelişim takip etme süreci de tam işkence.."hmmm 3.ayda şöyle yapması gerek eyvah benim ki yapmıyor motor gelişiminde bir sorun mu vaarrrr imdattt"şeklinde doktor,arkadaş,anne,komşu herkese danışmalar...

  Ek gıdaya geçti,emekledi,yürüdü,konuştu,kendi yemek yedi,yürüdü,büyüdü,büyüyor ,kreşe başladı,anaokuluna gitti derkenn okul vakti geldi çattı..

 Daha önceleri sizin kontrolünüzde olan uff puff halleri okul vakti gelince kontolünüzden çıkıyor ve gerçekten ciddi bir sıkıntı haline geliyor..

 Tarko ,yaşıtları ve yaşıtı olmayanlar için kayıt vakti geldi çattı..Onca tepkiye rağmen Milli Eğitim geri adım atmayarak ( sadece rapor  ile 1 yıl erteleme hakkı verdi ama o da tam bir muamma şu anda) tüm bu grubu 1. sınıfa başlatacak.. E kayıt ile adrese bağlı olarak kayıtlar belli oldu ama ???Bir yığın karışıklığı da beraberinde getirdi. Tarko'nun kaydı bir sokak ötede olan ve benimde çalıştığım okula değil de 1 km uzaktaki okula çıktı.. Şaşırtıcı bir çelişki bu! çünkü 2 ev ötede oturan arkadaşımın oğlunun kaydı bizim okula çıkmış... Ve yapılabilecek bir şey yok! Kaldı ki ben bu okulun öğretmeniyim ve Türkiye de hemen hemen tüm kurumlarda kurum çalışanına öncelik varken Milli Eğitim bakanlığının asla böyle bir önceliği öğretmenine vermemesi isyan bayraklarımı daha da açtırdı!!

   Bu bizim yaşadığımız sıkıntı..Büyük illerde ise daha büyük sıkıntılar da mevcut..örneğin okulların ayrıştırılması sonucu kapatılan bir okula kaydı çıkanlar var Milli Eğitim maalesef her seferinde çuvallıyor..Doğru dürüst kuramadığı bir sisteme bir nesili heba edecek ve bu grupta benim oğlum da var!

  Peki ne yapacağım??
1.Bir yolunu bulup! ( çünkü insanları yol bulmaya itiyorlar) oğlumu kendi okuluma alacağım
2. Anane Tarkoya baktığı için ona yakın okula kaydını alacağım
3.Kaderimize razı olup kaydının çıktığı okula vereceğim.

Düşündüm de bu kadar çok ufff puff yaptığım bir dönem olmadı Tarko ile ilgili...

İmza: Kafası karışmışşşş ufflardaa puflardaaa anneayça ( çok ağlayan, endişeli somurtkan yüz ifadesi )




19 Temmuz 2012 Perşembe

Otuzbeşe doğru..





Bazen bir şarkıdır  hayat

Bazen avaz avaz susmak ya da bi avazda konuşmak..

Bazen  bir melodidir hiç duymadığınız ama  bir yerden aşinadır ona ruhunuz..

Bazen delilikle dahilik arasındaki o ince çizgiye varabilmektir..

Bazen alaledir öylesine.renksiz..

Bazen de gökkuşağına değebilmektir.. ya da imkansız olsa da denemek o gökkuşağına değmeyi..

Bazen hüzündür  uçsuz bucaksız..

Bazen de sevinçtir..küçük dünyaya ya da koca yüreğinize sığmayan..

Bazen umuttur ..ufuk çizgisi olmayan bir deniz misali

Bazen bardağın boş, bazen de dolu tarafı

Bazen sonsuz yokluk

Bazen bir gülüşte en büyük varlık..

Bazen özlemek tarifsiz..

Bazen kocaman bir keşke kalp kanatan

Bazen kocaman bir şükür..

Bazen değersiz bir ömür..

Bazen ben diye başlayan ve hiç bitirelemeyen cümleler..

Bazen sen olabilmenin yükü..

Bazen hiçlik duygusu..

Bazen varolmanın hafifliği..

Bazen ben..

Bazen sen..

Bazen o ve onlar..

Bazen çokça çaresizlik..

Bazen olanlar

Bazen olamayanlar

Bazen dengeli dengesizlik

Bazen yolu şaşırma ve bulabilme aniden..



OTUZBEŞE doğru yaklaşırken

Bazen...

5 Temmuz 2012 Perşembe

Bir kase siyah çekirdek ve bisiklet

   
       Tarko yazlığa geldiğimizden beri bisiklet canavarı oldu çıktı. Çok özlemiş bisikletini kuzum... Bir de hırs var üstünde, tutturdu "yardımcı tekerlekleri çıkaralım ben  iki tekerlekli bineceğim" diye..Ne yapsam vazgeçiremedim."eğer tekerlekleri çıkarırsam bir daha takmam ona göre" diye de kötü polis tehdidimi savurdum. Aslında başıma iş alıyordum.Neden mi?  Bütün gün denizde değilsek dışarda bisiklet dersinde olacaktık belli ki.. Normal şartlarda bu görevi üstlenmesi gereken zatı muhteremi saygıyla andım içimden tabiki de..

     Herşeyin bir zamanı var ancak Tarko bu, zaman mekan dinlemez! Gecenin bir vakti başladı mücadelem...yok alet çantası bul, ingiliz anahtarını ayarla, tekerlekleri sök !Bisiklet tamircisi de oldum oğlum sayende..Esas seramoni bundan sonra başlıyor :Tarko'nun bisikletle dansı, anneayça nın kanter içinde cebelleşmesi,hem bisikleti ,hem Tarkoyu dengede tutma çabası izleyen mahalle sakinlerinin gözlerini yaşarttı.. Baktım açıkhava tiyatrosu moduna giriyoruz Tarko'yu yarın gündüz çalışmak üzere ikna edip alkışlarla mahalle sahnesinden  çekildik :D ( anı fotoğraflayamadığımız için üzgünüm keza ellerim doluydu haliyle )


   Tarko,dede ,anneayça üçlüsüne iki gündür büyükhala da katılldı. Halam çekirdek hastası ,bildiğiniz siyah çekirdek..küçükken sokakta oynarken avuç avuç yediğimiz ,Tarko'nun tadını bile bilmediği, artık yeni jenerasyonda rafa kaldırılmış eğlencelik, siyah çekirdek... Balkonda masanın üstünde halamın siyahçekirdek  poşetini görünce birden çocuklıuğuma,ilk bisikletimin alındığı günlere gittim..Ne tesadüftür ki bisiklete binme yaşım Tarkoyla aynı yaşlar .. siyah çekirdekle de aramın harika! olduğu yaşlar :) avuç avuç yiyordum evet ama kabuklarını çıkarmadan :D annemin uyarılarına aldırmadan,çaktırmadan yediğim siyah çekirdekleri gün geldi çıkaramaz oldum :D Evin prensesi ( bendeniz) tuvalletten çıkamıyor ev halkı seferber oluyordu :D dayılarım ki aramızda çok yaş farkı olmadığından abi derim kendilerine, teyzem,annem,babam çok üzgünler ben ağlarım onlar ağlar ..öyle canım yanmış ki dün gibi hatırlıyorum :D Babam çok cazip bir teklifte bulundu bana sonra dedi ki "tuvaletini yaparsan,ilaçlarını içersen bisiklet alacağım sana" amannn süperr bi teklif bu sık dişini prensesayçaaa :D  " tamam ama pinokyo istiyorum söz müüü??" işimizi garantiye alalım :)  PİNOKYO, o zamanların en meşhur çocuk bisikleti,bilen bilir ;) prensesayça tuvaletten çıkar ertesi gün bisiklete kavuşur :D  Sonrasında da babası ile bisiklete biner ve hırs yapar ,abileri (ağabey yazmam gerek ama tekrar üzgünüm TDK) gibi iki tekerlekli binmek ister, yardımcıları çıkarttırır..Ben o çekirdek poşetini görür görmez 6 yaşındaki o günlere gidiverdim, bir evin prensesi olduğum günlere..sindrelladaki gibi bazen hayat ,12 den sonra büyüyü bozuyor..

pinokyo bisiklet

      Tarko  çok hırslı, bisiklete iki tekerlekle binmeyi en kısa zamanda çözeceğine eminim...Hayat bilmecesini çözmede de çok zorlanmaz  ya da soruları kolay olur umarım..tek dileğim bu..

    Bisiklete binmeyi ve çocukluğumu çok özlediğimin farkına vardım..yarın sabah çocukluğuma dönemem ama bisikletle sabah turu yapabilirdim.. ben bu fikri çok sevdim..

 Yıllar sonra bisikletle Altınoluk turu süper olacak :) Tarkom bir an önce çözsün şu işi de beraber turlayalım oğluşumla..





1 Temmuz 2012 Pazar

Hikayemizin Kahramanı TARKAN ;)

   
     Tarko 4. yaş gününde çok özel bir hediye aldı dedesinden.Babam ilginç şeyler hediye etmeyi sever,biraz ona çekmişliğim vardır bu konuda, pek memnunum bu durumdan..

    4 yıllık ömründe ilk kez kendi için hazırlanmış özel bir hediye aldı Tarko. Henüz o zamanlar farkında değildi özelliğin ve güzelliğin ama şimdiler de pek kıymetli kitabımız. Heryere götürüyor gittiği ve zarar gelecek diye de pek korkuyor.

   
    Kitabın özelliği şu; tamamen Tarkan için hazırlanmış,kurgulanmış bir kitap..Kahraman Tarkan, arkadaşları gerçek hayattaki arkadaşları ve kurgu da Tarkomun ilgi alanı, yani doğa ile ilgili..İlk okuduğumda gözyaşlarımı tutamamıştım.Kitap her zaman benim için çok özel bir hediye olmuştur. Oğlum için, babamın böyle bir kitap hazırlatması ise kelimelerle ifade edilemeyecek bir mutluluktu..Tarkonun bütün hayatı boyunca saklayacağı çok özel bir hediyeydi.

  
     Tarko yazlığa gelirken sadece 2 şey getirmek istedi bunlardan biri kitabı,diğeri ise anneannesinin (anane diye yazmayı tercih ederim bu arada kusura bakma TDK )yine ayrı bir doğum gününde aldığı mavi köpeği Bulut'tu.. (Bulut konusunu ayrı bir yazı da tekrar gündeme getireceğim çünkü hayatımızın olmazsa olmazlarındandır Bulut :)) Neden bu ikisi? Diye sorarsanız cevap basit,en sevdiklerinden aldığı en sevdiği hediyeleri de ondan.. Hepimiz öyle değilmiyiz? en sevdiklerimizden bir parçayı hep yanımızda taşımak isteriz, giderken hep yanımızda götürürüz.Çocuklar da bizden farklı değil yeter ki değer verildiklerini hissetsinler..




 

Bu kitap mükemmel bir hediye! Ben de isterim derseniz işte adres :  http://www.kargamedya.com/pipa-pipa-kisiye-ozel-cocuk-kitaplari buradan çocuğunuz için hediye hazırlatabilirsiniz ;)

 İmza: özel hediyeler vermeye bayılan, Tarko gibi özel bir çocuğun güzel annesi (çok da mütevazi:P) AnneAyça :)