Diyet de Yaparım Kurabiye de !

   

 Bundan 10 gün önce, aslında bir süredir beni rahatsız eden bir durumdan kurtulmak için adım attım sevgili annedaşlarım.      

 "Kilolarımdan kurtulmalıyım!" dedim. Ama tabi bu bir günde alınmış bir karar değildi ve ben kararlarımdan çabuk cayan bir yapıya sahibim. Uzun zamandır kendimi kilolardan dolayı rahatsız hissetmeme rağmen diyet yapmaya psikolojik olarak hazır hissetmiyordum. "Bu kadar sorun, sıkıntı var bir de boğazımdan kesip iyice sıkıntıya giremem" dedim hep. Farkında olmadan bir savunma mekanizması geliştiriyordum oysa.Bir de bağışıklık sistemimi diyet yapıp zayıflatmaktan ve hastalığımın atağa geçmesinden endişeleniyordum. Fakat bunun da kendime yarattığım bir bahane olduğunun farkına vardım.  Dedim ki "diyet değil sağlıklı ve dengeli beslenmeye başlayayım.Yanlış olduğunu bile bile yaptıklarımı yapmayayım, en azından deneyeyim" ve ertesi gün başladım . Öncelikli olarak evde kahvaltı etmeyen ben, okula gitmeden kahvaltıya başladım. Yeşilliklerle dolu kahvaltı bana çok iyi geldi. Okulda öğlene  kadar arada beyaz leblebi ve kuru kayısı yedim,  bazen de  şekersiz Türk kahvesi içtim. Öğlen yemeğini protein, akşamı sebze olarak ayarladım. Genelde yediğim ızgara köfte ve yağsız salata oldu. Arada yeşil çay yanında galeta ya da form bisküvi bazen de kuru meyve, akşam da sebze yemeği, salata ve yoğurt yedim.Genel programım bu şekilde ama tabi esnek bıraktım . Bunun yanında paketli gıdalar , makarna, pilav, kızartmalar, çikolatalar nutellalar çıktı hayatımdan. İlk günü gayet iyi atlatınca devam etmeye karar verdim ve bugüne kadar geldim.Bu arada henüz bir diyetisyen desteği almıyorum o nedenle sosyal medyada diyetisyenleri takip edip ,önerilerini uygulamaya çalışıyorum. Şok diyetlerden uzak durarak aslında kendime yepyeni bir yemek düzeni oluşturmaya çalışıyorum.  Sevgili arkadaşım Bahar'ın diyet günlüğünü takip ediyorum, çok faydası oluyor.  Sevgili Hülya'nın önerisiyle evde spora da başlayacağım yakında! Herşey kontrol altında :)

  10 gündür kendimi daha dinç, enerjik hissediyorum. Sanki hafifledim; vücudumdaki ödem gitti.Kendime güvenim de arttı. Hayatta değiştiremeyeceğim şeylere üzülmek yerine, değiştirebildiklerimle mutlu olmayı bir kez daha öğrendim. Kendi kendime dedim ki "ne alışkanlıklardan vazgeçiliyor, neler değişiyor bir yemek düzenini mi değiştiremeyeceğim??"

   Değiştiremeyeceğim ya da değiştirmek istemediğim şeyler de var ,mesela yemek yapma tutkum! Diyette olmam yemek yapmama engel değil ki hem ! İşte diyetteyken yaptığım ilk kurabiyem :

  Portakallı Kurabiye :

2 yumurta sarısı

3 portakal

Yarım limon

5 yemek kaşığı şeker 

1 çay kaşığı karbonat

1 su bardağından  2 parmak az zeytinyağı (yerine dilerseniz oda sıcaklığında tereyağ)

Aldığı kadar un

Yapılışı:

Portakalların kabuklarını rendeliyoruz, sularını sıkıyoruz , limonu da aynı şekilde hazırlıyoruz. Yumurtanın yalnız sarısını kullanıyoruz. Diğer tüm malzemeyi karıştırıp yuvarlayıp fırına atıyoruz. Fırın önceden ısıtılmış olsun lütfen :) 170 derecede pembeleşene kadar pişirip , çıkınca biraz ılınmasını bekleyip pudra şekeri ile servis tabağına alıyoruz.

Hepinize afiyet olsun :)

İmza : Tarko'nun hem diyet hem kurabiye yapabilen marifetli annesi AnneAyça  

 

Akil Anneler!

  
                Bir anne olarak endişelerim,hayallerim,beklentilerim var.Hem kendim, hem oğlum, hem ülkem üzerine..Yaşadığımız dönem siyasi olarak olduça karışık ve kendimizi bu dönemden soyutlayarak hiçbir şey yokmuş gibi dolaşamayız ortalıkta.

               Henüz düşünce özgürlüğü varken "Barış Süreci" ile ilgili fikirlerimi  paylaşmak istedim. Kim küs? kim savaşıyor? Önce onu konuşmak gerek bence? "savaş"kimler tarafından planlanıyor?! Bu soruların gerçek cevapları verilmeden barıştan bahsedilebilir mi ?! Etnik kökenler bu topraklarda tarih boyunca iç işlerine karışma sebebi olarak kullanıldı! Hala da öyle! neden? Bu topraklar üzerindeki emellerinden vazgeçemeyen haçlı zihniyeti yüzünden! Bu gerçek ortadayken hala ülke içinde savaştan bahsetmek aymazlıktır! Bizler hangi etnik kökenden geliyor olursak olalım, bunun farkında olmak zorundayız birey olarak! Bu zihniyet amacına ulaşmak için her yolu kullanmıştır, kullanmaya da devam edecektir! Peki sadece bizim topraklarımızda mı ? Hayır, bütün Ortadoğuda! Bir de unutulmaması gereken bir gerçek var ki saf ırk diye bişey yoktur,kimse etnik kökenini seçememekte, hal böyleyken zaten bir etnik köken üstünlüğünden bahsetmek de ne büyük hata! Şimdi o zaman "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözü etnik köken ifade etmiyor mu? diyenler olacaktır!Ulusal bütünlüğü sağlamak şart! Atatürk bu sözü söylerken, bir milleti yüceltip diğerini ezmek derdinde değildi!Herkesi toparlamak, birlik ve beraberliği sağlamak derdindeydi !Buna çok ihtiyacımız vardı; tıpkı bugün olduğu gibi!Bağımsızlık elele verilerek kazanıldıysa yine elele beraberce bu Cumhuriyet yaşatılacaktır!

          Benim babam bir Yörük,annem Karadenizli, büyük büyük dedem Kırım göçmeni diğer taraftan babaannem Bulgaristan göçmeni, Tarko'nun babası Çerkez, peki benim çocuğum ne ?? Ben de Türk'üm çocuğum da Türk !!Çok samimi arkadaşlarım var Kürt,Zaza,Çerkez,Laz  kimsenin kimseyle sorunu yok !Çünkü savaşan toplum değil ki siyaset! Üstelik bizi hiçe sayan bir siyaset! Üstelik savaşanı halklarmış gibi gösteren siyaset! Üstelik bir terör örgütünü bir halkın sesiymiş gibi gösteren siyaset, hem de onun yüzünden doğusuyla batısıyla rahatça kendi öz bayramımızı kutlamaya bile izin vermeyip kendine mal eden siyaset!Bunun üzerinden kendi emellerini gerçekleştirmek için kendi çıkardığı savaşa kendi kendine barış getirmeye kalkan siyaset! Bir de bu barışı getirmek için kendine kendince akıllı gördüğü insanlardan oluşan "akil insanlar" listesi hazırlayan bir siyaset!

     Bizim  bu siyasetin getireceği barışa ihtiyacımız yok !Biz ülke olarak, millet olarak ,ne yapacağımızı biliriz yeter ki bu siyaset bizi rahat bıraksın!Ülkemiz üzerine,topraklarımız üzerine hayalleri olanları, hayallerinde boğmak bizim elimizde! Biz etnik kökeni ne olursa olsun ele ele verdikçe amaçlarına ulaşamayacaklar! Bunu gerçekleştirecek olanlar da bu gerçeğin farkında olan insanlar! Bizim birilerinin oluşturacağı listelerle kaderimizi belirleyecek şahıslara ihtiyacımız yok ki ! Bizim sadece kararlı bireylere ihtiyacımız var!

    Biz annelere büyük işler düşüyor ! çünkü bizler büyüttüğümüz nesille geleceği yetiştiriyoruz! Çocuklarımıza daha özgür,daha mutlu,daha huzurlu,hoşgörülü,mutlu bir gelecek bırakmak istiyorsak onları bu duygularla ve anlayışla büyütmeliyiz! O geleceği bizler oluşturacağız ! Siyasetin belirlediği "akil insanlar " ın değil "AKİL ANNELER" in elinden gelecek gerçek BARIŞ!

  
imza: UMUTLU ! "AnneAyça"
 
  


   

  
  

           

Mutlu olmak için mutlu etmek!

   

       

   Mutluluğu bir başkasını mutlu etmekte bulanlardanım ben.Kendimi bildim bileli, sevdiğim insanları mutlu etmek, sürprizler yapmak değişik hediyeler almak ve bunlara anlam yüklemekten büyük zevk alırım, aldığım her hediyenin bir manevi değeri vardır ve belki maddi değeri sıfırlanabilir bunun yanında...Kendim de bana verilen hediyelerin manevi değerine çok önem veririm...

Anne olmadan önce etrafımda olan hemen herkes bu hediyelerden, sürprizlerden nasibini almıştır, ama anne olduktan sonra herşey bambaşka oluyor ve insanın misyonu da değişiyor!" 02.02.2006 miladımdır " derim ya hep, işte o tarihten itibaren tek amacım ve misyonum mutlu bir çocuk büyütmek, Tarkan'ı mutlu etmek. Bütün anne babalar elbette çocuklarının mutluluğunu isterler, ama benim mutlu etmekten mutluluk duyduğum oğlumdan başka kimse yok bu hayatta !

Tarkan'ın doğum günü ev taşıma telaşı arasında kaynadı bu sene maalesef. Tarkan bu durumu fazla dillendirmese de arkadaşlarının doğum günlerine gittiğimizde , hissediyordum duygularını yüz ifadesinden.Hemen ufak bir organizasyonla sürpriz bir doğum günü planladım. Dayımız da bu seneki suç ortağım oldu. İlk kez büyük bir sürprizle karşılaşacaktı Tarkan. Açıkçası ben de heyecanlıydım.

Bu yıl Sünger Bob düşkünü Tarko! Tüm okul malzemeleri bile Sünger Bob :)

Madem öyle işte böyle diyerek Sünger Bob temalı parti hazırladık. internetten sipariş ettik parti süslerini ve kullan at malzemelerini. Bir de tesadüfen bulduğum kostümü de alınca bir tek pasta kaldı geriye. Onu  da şimdilerde evde yeni yeni pastacılık yapmaya başlayan, yeni girişimci annedaşım  Kader halletti sağolsun! Harika bir iş çıkardı ilk şeker hamuru denemesi olmasına rağmen! Sevgilerimi gönderiyorum kendisine...

Parti akşamı ben de Sünger Bob tişörtümü giydim misafirlerimiz geldi ve heyecanla Tarko'yu bekledik. Tüm gün babasındaydı , gelip de kapıda balonları görünce önce anlam veremedi :) Şaşkınlığı devam ederken alıp odasına götürdüm. Kostümü giyerken kalp atışlarından korktum bir ara, o kadar heyecanlanmıştı ki "anne çok heyecanlandım kalbim duracak ne yaptın sen??" Dedi durdu.

Çok güzel bir gece geçirdik ara ara yanıma gelip "annecim çok mutluyum" dedi. Bu da bana yetti.

Ben oğlumu öyle mutlu gördükçe bu mutluluğun hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini bir kez daha anladım!

 Canım yavrum tek dileğim hayat sana hep güzel sürprizler hazırlasın! Ve en önemlisi kötü şeyler olduğunda güçlü kalmasını bil!


İmza: Mutluluğu mutlu etmekte bulan, mutlu Tarko'nun mutlu annişkosu :)

Doğurasım Geldi :)

 

  Yakında hala oluyorum arkadaşlar!

Bebeklerin babası kuzenim olur, ancak çocukluğumdan beri hep  "abi" derim ona , bu sebeple ağabeyimdir kendisi. Ağabeyimin çok sevgili eşi de arkadaşımdır, hal böyle olunca hala olmam da kaçınılmazdır.

Efenim dikkat ettiyseniz bebek değil "bebekler"dedim yukarıdaki paragrafın başında! Hala evcek hayret etsek de ikiz bebek bekliyor bu heyecanlı anne baba. Her ne kadar sevgili baba adayı "bebikleriiiimm " dese de onların hem cinsi hem ismi var :) Kuzey ve Rüzgar !! 

Kuzey ve Rüzgar bebekleri bekleyen heyecanlı anneye bir sürpriz yaptık geçenlerde, aslında fikir benim değildi ancak, bu organizasyonun içinde bulunmak harikaydı.

Anneye yakın arkadaşları tarafından sürpriz bir "Baby Shower" partisi yapıldı...Hem de ne sürpriz :)

Hazırlıklar günler öncesinden başladı ve çok büyük bir gizlilikle sürdürüldü!

Parti akşamı annenin şaşkınlıktan  erken doğurmasından endişe etsek de herşey mükemmeldi .

İşte fotoğraflarla Yeliz'in Baby Shower partisi :)

 Onca güzelliğe şahit olduktan sonra, sırf bana da böyle bir parti yapılsın diye doğurasım geldi :) Ama hemen ardından ; uykusuz geceler,ağlamalar,diş çıkarmalar lar lar lar geldi aklıma ve sustum :)

İMZA: Kuzey ve Rüzgar'ın halası ,Tarko'nun annesi AnneAyça :)



 

HAYALLER ÇİÇEK AÇAR MI ?

   

   

                               Kışın soğukta üşüyen hayallerim ,her yıl baharda yeniden canlanır...

           Herkesin bir beklentisi var hayattan ,bir hayali var elbet.İnsan bir umut etmeden, bir de hayal kurmadan yaşayamaz.Nasıl hava ve su insan bedenini yaşatıyorsa, hayaller ve umut da ruhu besler..ve bence esas ruhu beslenmediğinde ölür insan...

         Hayallerimin hepsini gerçekleştirme fırsatı bulabilir miyim bilmiyorum.Bazen birşey oluyor ve hiç aklımda yokken, bir hayalimin gerçekleştiğine şahit oluyorum...İşte yine o hallerden birindeyim.

      En büyük hayallerimden biri bahçeli bir evde yaşamak ve bahçeyi yaşatmak. Bundan bir süre önce bana bir bahçen olacak deseler inanmazdım! Çünkü, bırakın bahçeyi, balkonu bile olmayan bir evde yaşıyordum.Ben hiç balkonu olmayan bir evde yaşamadım bu eve kadar ve bu benim ruhumu daraltıyordu.Beni üzüyordu.Her baharda balkonu çiçeklerle cennete dönüştüren ben ,bu yıl bunu gerçekleştiremeyeceğimden dolayı çok üzgündüm... Hayalim bir bahçe iken , ben elimdeki balkonu da kaybetmiştim.

      Bundan bir ay önce ani bir kararla taşındık ve ben ,neredeyse hayalimdeki gibi bir evde buluverdim kendimi...Bahçe yine yok ,ama bahçeyi aratmayacak büyüklükte bir terasım var.İmkansızlık içinde imkan yaratan, olumsuzluklar içinden hayatın gülen yüzünü gösterene şükürler olsun...

   Şimdilerde terası canlandırma çalışmalarına başladım, öyle mutluyum ki... Aklımda güzel fikirler var . Her gece rüyamda kocaman saksılar ,büyük tarhlar,mis kokulu çiçekler ,sarmaşıklar görüyorum . Umarım hepsini yapabilecek zamanım olur.

   Ben bu bahar, ruhumu beslediğim kitaplarım,şarkılarımla, terasımda hayallerime çiçek açtıracağım ...

  YA SİZ?.

İMZA : HAYALLERİ TOMURCUKLANMIŞ ANNE AYÇA :)

   

   
   
   

   

Cumhuriyet Kadınıyım! Dünya kadınlar günümüz kutlu olsun

                                      BEN CUMHURİYET KADINIYIM

    Cumhuriyet Türkiyesine açtım gözlerimi,Cumhuriyetle büyüdüm, Cumhuriyetle yoğruldum! “ Cumhuriyet bir erdemdir “ diyen Atamın hedeflediği “fikri hür,vicdanı hür “ neslin temsilcisiyim...

     Atatürkün verdiği haklarla eğitildim,değer gördüm yeniden ! Kara çarşaflarla iki adım geriden yürütülen benliğimi haklarımla yeniden buldum! Seçtim,seçildim özgür irademle ! Sınıfa, tarlaya ,sokağa,alışverişe,işe, üniversiteye, ben gittim Ahmetle Mehmetle ! Aynı emeği döktüm benzer işlere üstelik karnımdaki ,elimdeki bebeyle!

     Ben Cumhuriyet kadınıyım mücadele damarlarım da var! “hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım “ diyenleri “ Çanakkale Geçilmez” i tarihe yazanları doğuran benim! Kağnımla cepheye mermi taşıyan Elifim, düşmanla birebir mücadele eden KaraFatmayım ! Ben 9 eylülde izmir'de kırmızı masa örtümden bayrak diken Ayşeyim ! Ben cephe gerisinde yemek yapan,yaşlıya hastaya, gaziye,çoluğa çocuğa bakan en güçlü değerim ! Ben elimdeki çapıtı da, kolumdaki bileziği de, canımı da, cananımı da hürriyete feda edenim !

    Ben Cumhuriyet Kadınıyım ! Yeri gelir eteğimi giyer salınırım salonlarda yeri gelir yumruk sallarım meydanlarda! Ben fikirim, düşünceyim cinsiyetimi bacakarasında arayanlara inat adam gibi kadınım !

   Ben Cumhuriyet kadınıyım ! Anayım! görünen de biri, görünmeyende binleri doğuran! O binlerle Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacak olan !

   Ben Cumhuriyet Kadınıyım ! “ Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak olan sizlersiniz “ diyen Atatürk'ün genciyim! Yeni nesilin en büyük mimarı başöğretmen Atatürk'ün öğretmeniyim!

    Ben Cumhuriyet kadınıyım her 29 Ekim doğum günümdür! Türkiyemle yeniden doğarım !

Cumhuriyet ateşinin hiç sönmemesi dileğimle Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun !