30 Ekim 2014 Perşembe

İsteyenin bir yüzü !

 
      Normal olanı istemek hep mi ütopyaydı bu ülkede?

    Yoksa normal olan anormaldi de bilmiyor muyduk ?

    Kardesim özgür olmak istiyorum ben ! Sokaklarinda can güvenliği olan bir ulkede yasama hakkimi istiyorum. 

 Dogusuyla batısı arasında sadece yerel saat  farkı olan bir ülke istiyorum.  Doğu kan ağlarken batinin gobek attığı bir ülke olmamali benim yaşadığım. Insanlar huzurlu olsun istiyorum . Mutlu olsun , ama gerçekten mutlu olsun. Ayristirilmasin , otekileştirilmesin , gerçekten yaşayabilsin istiyorum.  Yaşamak sadece nefes almak mı ? Eğer sadece o olacaksa da ülkemin heryerindeki insanların özgürlüğü solumalarını istiyorum. Kardeşliğin adı düşmanlik, uzlaşmanin adı savaş olmasın istiyorum.  Barış gerçekten kalplerde olsun istiyorum.  Kin ve nefreti insan belleklerinden hatta mümkünse genlerinden silmek istiyorum. Insanların kendi içindeki bencilliği , nefreti , kötüyü bilip onun yerine tam tersi olan iyiliği güzelliği secmelerini istiyorum.    Bunu herkes ama herkes için istiyorum.  

  Devletlerin olmadığı , siyasetin insani kullanmadiğı bir dünya istiyorum.  Her türlü sistemi kokuşmuş olan bir devlette şans eseri yasamak değil , yaşam hakkimin herşeyin üzerinde tutulduğu bir ülke istiyorum. Kendi cocugumun bir gün ekmek almak için evden çıktığında disarida her ne yaşanıyor olursa olsun sağ salim eve geleceğini bildiğim bir devlet istiyorum.  Haberlerde insanlarin ekmek derdine öldükleri bir ülkenin sadece korku filmlerinde izlenebileceğini bilmek ve bunun sadece senaryo olduğuna inanmak istiyorum.  İnsanların arkalarindan konuşmanin arkadan vurulmasi kadar olmayacak bir şey olmasini istiyorum. İnsanca yaşamanın ütopya olmadığı bir  hayat istiyorum. Sadece kendim icin değil tüm insanlik adina istiyorum. 

  Bir öğretmen olarak derste anlattiklarimla gerçek hayatta olanlarin celişmedigi bir demokraside yaşamak istiyorum.  

 Diyarbakır'da yaşayan arkadasimla telefonda konuşurken yaşadığı onca olumsuzluğu göz yaşları icinde bana anlatmasini değil , bak biz buradayken gel buralari da gör dediği konuşmalar yapmak istiyorum. Bu ülkede yaşanan olumsuzluklarin yine bu ülkede yaşamanın fitratinda olduğunu düsünen siyasilerin olmadığı bir ülkede yaşamak istiyorum. 

 İnsanlarin bencilliklerini, nefretlerini birbirlerinin yüzüne ahlaksizca dökebileceklerini sandiklari yerin ancak cehennem olabileceğini düşünmek istiyorum. 
  
 Çocuğum nasıl bir ülkeye büyüyor diye endişeyle yaşayan ebeveynlerin değil , geleceğe guvenle bakabilen olgun insanlarin yaşadığı bir ülke istiyorum.

Aşk,  sevgi, güven , sadakat, aile, mutluluk, huzur gibi  uzun zamandir içleri boş olan kelimelerin içinin en güzel değerlerle dolmasını istiyorum.  

 Sadece kendim için değil , insanlik için  istiyorum. 

İstemek yetmiyor biliyorum ama yine de ben bir gün iyilik, guzellik ve insanlik adina her istedigimizin  olabileceği bir dünya istiyorum.

Isteyenin bir yüzü !

Ayça,  isteyen yüzsüz dişi kişi !

6 Ekim 2014 Pazartesi

Akışta Kalmak İyileşmektir...


    Herkes gibi devam ediyorum yaşamaya.   

   Telaşlarım var, endişelerim , sevinçlerim , heyecanlarim, umutlarım,üzüntülerim, yüklerim , kaçışlarım , yok saydiklarim ,  
varettiklerim,mutluluklarım, yapabildiklerim, yapamadıklarım , içimde kalanlar , yoluma çıkanlar , yolumdan çıkanlar...

 Var da var...  ve iyi ki varlar,  ben de onlarla varım çünkü. Eskiden bunların hepsini birden kontrol etmek isterdim.  Kontrol ettiğim sürece mutlu olacaktım çünkü. Bunun ciddi bir bağımlılık olduğunu anlamam ise oldukça zamanimi aldi. Ne zaman kontrol etmeyi bıraktım , akışta kalmayı ögrendim, kaderimi sevdim ve kabullendim gerçekten özgür oldum ben.

 Neden ben yerine , olmasi gereken olur demeyi öğrendim.  Ben ne zaman mutlu olacağım yerine ben hep mutluyum , mutluluk koşullara bağlıysa mutluluk değildir demeyi öğrendim. Insanlarin sözlerini , düşüncelerini ve davranislarini degistirmeye calismanin bazen mümkün olmadığını onun yerine beğenmediğimi umursamamayi , dinlememeyi ve böylece insanları kendime yük etmemeyi öğrendim.  Laf olsun diye değil gerçekten bardağın dolu tarafına bakmayi ve onunla mutlu olmayi öğrendim. Yani kısacası kendini kabullenerek kaderini kabulleniyor insan.  Kendisini sevmeye başladığında evren de onu sevmeye başlıyor aslinda ve bir şekilde olumlama ile herşey pozitiflesmeye başlıyor. Ancak bu sihirli bir el değmiş gibi değil bizzat insanı acitarak, kanatarak, dipsiz kuyulara düşürerek isyan ettirerek oluyor. Ama oluyor. Ve oldu . Çok şükür ki oldu...

Dünya bu kadar bedbahtken , insanlar ölüyor öldürülüyorken , adaletsizlik had safhadayken , cocuklar ölüyorken , haklar sadece guclunun elindeyken ve ulke bir ampul tarafından bu denli karartiliyorken ben bu kadar optimist nasıl olabiliyorum ? Hiç mi isyan etmiyorum ? Klasik kaderci miyim ? Bu kadar acı cektirilen insan , hayvan ve ağaç varken mutluluğu seçecek kadar bencil ya da saf mıyım ? 

 Tabi ki hayır ! Ancak bu yaşananlar yeni değil ! Insan maalesef kötü!  Insan kendini gercekten degistirmek istemedikce de bu düzen değişmeyecek ! Değişim bir insanla baslayacak ve insanlik değişecek bence ! Bencilliginden, egosundan sıyrılabilecek kaç insan var ki ? Benim tanıdıklarım içinde öyle az ki ! Keskeleri sevmiyorum kendim için ama bu dünya icin keskelerim oldukça fazla ! Hiçbir canlinin hicbir sebeple ölmeyi haketmedigini dusunuyorken ve bununla ilgili kiminle konuşsam hep aynı şeyleri söylüyorken bu kadar insani katleden kim ? Devletler ve siyasetin olmadığı bir dünya istiyorum.  Insanlarin güvenliği için kurulmuş devlet adı verilen bu oluşumun artık misyonunu yerine getirmediği gün gibi ortada!  Bu kadar vahşetin kiyimin aciklamasini bana baska türlu yapabilcek olan varsa buyursun...

 Islam dünyası kendi içinde müthiş bir calkalanma ve katle sahne olurken kendi peygamberinin hicbir vasiyetini yerine getiremiyor olmasi ne ironidir böyle ! Bu kadar katle girişen sözüm ona muminler acaba veda hutbesini okumamislar midir ? Bu kadar çelişkili bir ortamda kendini gelistirememis cahil insanlarin dayatması altindaki dönüştürülmus bir seydir bugun din adi altinda dayatilan ! Ve ben o dayatilan dinden değilim ! Ben kan akitmayin, hak yemeyin, üstünlük taslamayin , sevgi dolu olun , ayristirmayin , herkesi kucaklayabilin , merhametli olun , haksizin yaninda olun , yaradilan hersey yaradanin bir parçasıdır her canli evrendir diyenin yanindayim. Adı ne olursa olsun bunun peşindeyim. Kan akitilarak ibadet olmayacağının dusuncesindeyim. Bunu seciyorum kendi irademle, kalbimle ve ruhumla . Bunun adi neyse ben ona inanıyorum.  Yaratanı ve onun bir parçası olan kendimi çok seviyorum. Tüm canlilari da ayni sebeple seviyorum.

 Insani duygulari seviyorum. Ama olumlu olanlari yaşamayı seciyorum. Umutlu olmayı,  mutluluğu , kahkaha atmayi , vicdanli olmayi, sevgi dolu olmayi, aşkı , sevmeyi, aşkla sevişmeyi, evlat aşkını , büyümeyi , deliliği...

  Akışta ve "an"da kalmanin mucizevi iyileştirici gücünü tattim, tadıyorum. Bu farkindaliga varmış insanlar cogaldikca dünya her canlı için daha yaşanilir bir yer olacak biliyor ve hissediyorum. Bir gün gerçek "insanlık" kazanacak ve dünya iyileşecek.

      

Imza : Akışta kalan,  gecmisi ve gelecegi bosvermis "şimdi" de mutlu insan kişisi ...