9 Mayıs 2013 Perşembe

Aşkın adı :EVLAT Kahramanın adı :ANNE

 

     
    Her insanın hayatında dönüm noktaları vardır.Bu öyle bir dönüm noktasıdır ki hayatınız birden bire değişir ve bambaşka bir anlamla dolar.Hangi olay dönüm noktanızdır? sorusuna erkekler ne cevap verir bilemem ama, evlat sahibi her kadının cevabı eminim ortaktır : ANNE OLDUĞUM AN!

        Anne olmak , yeniden doğmaktır .Yeniden hayata bir anlam yüklemetir.Kendinden önce bir varlığı düşünmektir.eskiden iğrendiğiniz şeylere sevinç çığlığı atabilmektir!Zaman zaman eski özgür ,umarsız zamanlar özlensede çocuk 1 saat fazla uyuduğunda telaşlanmaktır.Ömründe ilk defa birinin nefesini kontrol etmektir ! Günlerce uykusuz kalmak ,evinin içi savaş alanına döndüğü halde bunu hayatının normali haline getirebilmektir.Hiç özel vakti olmadığından şikayet etmek fakat 1 saatlik arkadaş buluşmasında içtiği kahveyi boğazına dizerek vicdan azabıyla eve gelmektir! Anne olmak bir canlıya ne olursa olsun "sensiz olmaz" diyerek bağlanmaktır.Anneler bilirler, kelimeler hep azdır tarif etmeye.Bebekken bu duygularda, bir garip helvalarda olan anne kişisi çocuğu büyüdükçe sorunların da büyüdüğünün farkına varır. Sendromlardan sendrom beğenilerek geçen yılların ardından anne, gaz problemleri veya diş çıkarma semptomları konusunda uzman olsa da çocuk her yeni evrede yepyeni bir sorunla karşı karşıya getirmektedir anneyi ! Anne ise hep bu problemleri çözecek güçtedir ,her zaman bir şekilde "halleder" her meseleyi !

     Yukarıda saydığım ve tabi ki artırabileceğim zorluklar, sıkıntılar her annenin karşılaştığı zorluklarken bazı anneler çok daha güçlü olmak zorundadırlar. Çünkü yukarıda yazılanlar çocuğu doğal gelişim gösteren annelerin yaşadıklarıyken ,çocuğu doğal gelişim göstermeyen anneler için bunlar iki ya da üç kat daha zor oluyor.Anneler daha güçlü,daha ferdakar daha daha... Herşeyin dahası olmak zorunda kalıyorlar.
 
      Benim oğlum doğal gelişim gösteren bir çocuk.Herhangi bir sağlık problemi yok. Ancak ben hamilelik sürecinde çok büyük sağlık problemleri atlattığımdan dolayı Tarkan doğduğunda hep bir acaba ile yaşadım.Benim gördüğüm tedavi süreci bebeği olumsuz etkilemiş olabilir mi ? Düşüncesi bile uykusuz gecelere sebe oluyordu zaman zaman... Tarkan 3 yaşlarındayen çok ağır bir boğaz enfeksiyonu geçirdi ateşini düşürmekte çok zorlandım.Havale geçirmemiş olması büyük şans! O dönemde doktor kontrolünde Tarkan'ın kalp atışlarında bir ritm bozukluğu olabileceğini ve bu sebeple EKG çektirmemizi istedi doktorumuz. Çok şaşkındım ! Böyle bir şey olabilir mi ? Oğlum kalp hastası mı?soruları beynimi yedi! EKG sonucu bize kalpte ritm bozukluğu olduğunu söylüyordu! Dünyam başıma yıkıldı! Ben hastayım çocuğumda mı hasta?! Ne sorular ne isyanlar döndü beynimde ! Yine İstanbul yollarına düştük.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi bölümünde zorlukla alabildiğimiz randevu ile Tarkan'ı muayene ettirdik. Efor testi sonucunda doktorumuz endişelenecek bir şey olmadığını, çoğu ateşli hastalık geçiren çocukta bunun olduğunu ancak çoğu çocuk doktorunun bunu anlamadığını,doktorumuzun gerçekten çok iyi olduğunu söyledi! O gün o hastaneden yeniden doğarak çıktım! Geçen bir hafta her gün ölmüştüm çünkü! Bunun tam tersi olsaydı ,ki olabilirdi , ne yapardım? Eminim ilk şoku atlattıktan sonra mücadeleye başlayan tüm anneler gibi, evladıma en iyi imkanları sağlayabilmek için canla başla mücadele ederdim.Bambaşka bir hayatımız olurdu, belki kalp ameliyatları geçirmek zorunda kalabilirdi, gelişim problemleri yaşayabilirdi. Hayatta hep sağlıklı kalacağımızın garantisini kimse vermiyorki,her an herşey gelebilir başımıza.

     Bütün bunlar aklımdan sevgili Aylin Anne nin her perşembe yayınladığı Perşembe Anneleri Röportajını okuken geçer.Her okuyuşumda bir kahraman anne görürüm ! Gerçekte yukarıdaki ikinci paragrafta yazdığım sıkıntıların ne kadar hafif olduğunu ,gerçek mücizeyi perşembe annelerinin ortaya koyduğunu görüyor,onlarla beraber anlattıkları her anı yaşıyor ve onları çok iyi anlıyorum.Sevgili Aylin her perşembe yayınladığı bu röportajlarda bize hayatın herkese adil davranmadığını anlatırken, acınacak bir kitleyi gözümüzün içine sokmayı değil , gerçek anne kahramanlar ve mucizelerini bizlerle tanıştırmayı amaçlamakta ve farkında bireyler olmamımızı sağlamaya  çalışmaktadır. Aylin sadece röportajlar yapmıyor , bir adım daha ileri giderek evladı doğal gelişim göstermeyen anneler ile doğal gelişim gösteren anneleri buluşturarak çok özel bir farkındalık ve paylaşım anları yaratıyor.İzmir'de başladığı bu güzel ve anlamlı buluşmaları devam ettirerek daha çok annenin birbirini tanımasını ve anlamasını sağlıyor.Bugün de Aylin perşembe anneleri buluşmasını İstanbul'da pek çok blogger annenin de katılımıyla gerçekleştirdi.Çok istediğim halde bu toplantıda yanında olamadım. Kalbim hep onunla. Yaptığı bu güzel işleri yürekten destekliyor,bir annedaş bir meslektaş olarak da kutluyor,tebrik ediyorum.Toplumumuzda böyle bireylerin çoğalması bir adım öteye gitmemiz ve empati yeteneğimizin artması açısından çok önemli.

  Perşembe annelerinden başka benim de içinde bulunduğum bir ekip var, şu an sadece fikir paylaşımı aşamasında olsa da ileride çok güzel işler başaracak bu grubun mimarı, mayıs ayında benimle bir röportaj yaparak Blogum Dergisine konuk olan sevgili İrem Afşin.Oluşturduğu grubun adı #EngelsizOkul Çalışma Grubu. Bu grup bir google grubu ve üyeler arasında  öğretmenler,veliler,öğrenciler kısacası gönüllü herkes var. Amaç; engellerin olmadığı ,herkesin, her kim olursa,ne kadar farklı olursa olsun eğitim hakkını kullanabileceği bir eğitim ortamı oluşturmak. Uygulamadaki yanlışları ortaya koyarak toplumda bir farkındalık oluşturmak!Farklılıklara saygı duymayan eğitim kurumlarının kendilerine çeki düzen vermelerini sağlamak..
  
     Hem Perşembe Anneleri hem de Engelsiz Okul  Çalışma Grubu annelik gücünün birleştirici ruhu ile ortaya çıkmış çok güzel oluşumlar.Toplumda huzur mutluluk ve barış ancak anneler gücüyle gelir,gerçek güç toplumsal güçtür! Bir anne olarak güçlü annelerle yolumun kesişmesinden dolayı çok mutluyum.Ben AnneAyça olarak elimden gelen her şeyi iki oluşum için de yapmaya hazırım.

     Önümüzdeki Pazar Anneler Günü ve ben öncelikle evladına büyük bir aşkla bağlı kahraman annelerin ve onlara desteğini maddi manevi esirgemeyen tüm annelerin gününü kutluyorum. Gün meta günü değil ,anlama ve anlaşma günü olsun..Ekmek makinalarının hediye olarak alındığı değil ,annelere kızarmış ekmekli kahvaltıların hazırlandığı gün olsun..

  Hepinize Yürekten Sarılıyorum Annedaşlarım.

Not 1: Yukarıdaki fotoğraf Tarko 3 yaşlarındayken  İstanbul'a gittiğimizde "sağlıklı" haberini aldığımızın ertesi günü çekilmişti .

Not 2: Hep bir sağlık sorununu çözmek için gittiğim İstanbul 'a ilk kez anneler günü etkinlileri için gidiyorum. Sabah 9 da çok sevdiğim blogger annedaşlarımla Nişantaşı Galata Muhallebicisinde kahvaltı edeceğim
Ardından saat 11 de HippoParty de SosyalAnnelerin organize ettiği anneler günü etkinliğine katılacağım.
İstanbuldaki anneler ikisine de davetlidir.
Görüşmek üzere :)

İMZA: 8. Anneler gününü mutlulukla kutlayacak olan, Tatlişkosu Tarko'nun annişkosu AnneAyça :)


   

8 yorum:

  1. Merhaba,anneliği ve annelerin yaşadığı duyguları çok güzel tanımlamışsınız severek okudum yazınızı. Özellikle Tarkan'ın geçirdiği boğaz enfeksiyonu bölümününde sabırsızlandım. Anneler gününüz şimdiden kutlu olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Deniz, senin de günün kutlu olsun...sevgiler

      Sil
  2. Paylaşımlarınız çok özgündü. Teşekkürler. Tarkan'la daha nice sağlıklı yıllara...Anneler gününüz kutlu olsun. Ben de tüm annelere hediye bir şiir yazdım, okursanız sevinirim.

    kumtanesiyiz.blogspot.com

    YanıtlaSil
  3. Bir anne adayı olarak okurken duygulandım. Sizi izlemeye aldım. Ben de bloğuma beklerim.

    www.bakbuharika.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, bebeğinize sağlıkla kavuşup bu harika duyguyu tatmanız dileğiyle..sevgiler..

      Sil
  4. Anne olmak... Ne güzel anlatmışsınız. Allah oğlunuza uzun ömür versin. Ve Anneler günümüz kutlu olsun...

    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. ..hepimizin evladına uzun ömür versin..sevgiler..

      Sil