29 Ağustos 2014 Cuma

Hayat Kısa..






      Dün bütün gün evde yattım. Hava elektrikliydi ve böyle havalarda depresif ve migrene yatkın oluyorum.  Ben de mümkün olduğunca az insanla görüşüp atlamaya çalışıyorum böyle zamanlari , kendimle kalıyorum yani anlayacağınız.

     Bu sabah ise düne göre daha enerjik uyandım. Bazen moralim bozuk olsa bile seçimimi pozitiflikten yana kullanıyorum bir süredir. Dün gece moralimi bozacak pek çok sebebim olmasına rağmen, hayatımın en kötü günlerini , hastaneden hicbir zaman cikamayacagimi sandığım çaresiz zamanlarımı düşünerek, şimdi yasadigim derdime şükrettim. Böylece kafama taktigim dertler de dert olmaktan çıktı.  Çünkü o caresiz zamanlarda şöyle düşündüğümü hatirliyorum. Keşke sokakta tek başıma yürüyecek gücüm olsa da cebimde beş kuruş olmasa. Hayat insanı eğiten, büyüten koskoca bir okul aslinda. Kendi hayatimizdan kendimize pay çıkarmayı öğrenmeye başladiğımizda büyüyoruz, farkindaligimiz artiyor ve eski biz olmaktan çıkıyoruz.  Işte,  ben de her geçen gün hayat okulunda büyüyorum, herkes gibi. .

  Yukaridaki görseli bugün öğle saatlerinde paylaştım instagramda. " Dün dünde kalsın , bugün secimlerinle varsın " yazdım altina da. Güzel,  mutlu bir günü seçmiştim. Ne olursa olsun an 'da kalacaktım ama sadece bizim seçmemiz bazen yetmiyormuş onu da anladım.Aldığım bir haber seçimimi zora soktu. Kara haber tez gelir ya kuzenimin henüz lise cağındaki kızı intihar etmiş.Şoktayım. Son iki yıldır gorusmesek de elime doğmuştu çok üzgünüm. Şu an yoğun bakımda, neden mutluluğu seçmedi diye düşündüm . 13 /14 yaşlarındaki bir çocuğu bu noktaya ne getirebilir ?! İnsanlarin yasadiklarindan , hastaliklarindan , başlarina gelenlerden kendime şükür cikaranlardan değilim.  Hayat kısa belki klişe olacak ama hicbir sey  dert edecek kadar büyük değil , insan hayatından daha da önemli birşey yok. Dua ediyorum şu an Allah ailesine bağışlasin diye. Empati kurmak öyle zor ki kuzenimin yerine koyamadim kendimi. Evlat acısı göstermesin yaradan kimseye.

    Hayat sürekli bir mesaj veriyor bize ve diyor ki degerlisiniz , sizden önemli bir sey de yok. Başımiza gelen her olumsuzlukta kendimize bunu hatirlatmaliyiz. Yoksa kayiplar yerine getirilemez değerde olabiliyor.


 İmza : Ayça , hayatın kısalığının  farkında,  kuşların peşinde dişi insan kişisi...


             

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Sil Baştan

   Nerden başlasam , nasıl anlatsam...

 Bir gittim, pir gittim sonra yeniden sil baştan geldim ben.

  Uzaklaşmak, bazen uzaktan izlemek , kendine bile uzak kalmak istiyor insan . Tam da bu haldeyken, ben neyim ,kimim, napıyorum, yaptığım şeyler gercekten ben mi ? Diye sorgularken bir gece vakti , bağımlılığım var mı ? Olmazsa olmaz dediğim , gerçek olmayan şeyleri hayatimdan çıkarıp sadece kendim olarak kalabilecek miyim?  Diye sorgularken kendimi ,yaklaşık 5 dakika içinde tüm sosyal medya hesaplarımı, blog dahil , kapatıp çekip gitmiş buldum bu sanal dünyadan. Amacım kendimi denemekti denedim .Uzaklaşmaktı uzaklaştım. Az ötede istediğimi yapmaktı yaptım. Kapitalist düzenin dayatmasına uymuş blog dünyasından sıyrılmaktı sıyrıldım. 

İzledim , okudum , dinledim , seyrettim , sorguladım , anlamaya çalıştım ve sonunda yapmak istediğim şeyi yapmak için yeniden buradayım.O istediğim tek şey : YAZMAK ! Süslü püslü ,  bol çekilişli  ,reklamlı, takipcili bir blog değil derdim; hoş eskiden de değildi ama blog dünyası firmalarin yeni gözdesi olduğundan beri, takipcin kadar konuş anlayışı yerleştiğinden beri , daha bir bu amaca sahip çikmak istiyorum.  Çünkü burası benim dünyam ve özgür olmak istiyorum.  Canım ne isterse onu yazmak. Kimseye hesap vermemek ,canımın istediği kadar yazmak istiyorum. Beğenmeyen dinlemesin istiyorum. 

  2012 de bu blogu açarken yazdığım "merhaba" yazısı ile en son yazdığım yazıya kadar aradaki yaklaşık 2 yıllık süreçte ne kadar büyüdüğümü , değiştiğimi farkettim. Başka bir yerden bakıyorum artik hem kendime hem dünyaya . Geldiğim noktayı seviyorum. Olduğum beni seviyorum.  Beni şimdiki ben yapan herşeyi seviyorum. Hayatimda iz bırakan , bir yerden dokunmuş, dokunmakta olan herkesi ve herşeyi seviyorum. Kısacası kaderimi seviyorum ( amorfati) .

Yazacak  , kelimelerim yettikçe anlatacak çok şeyim var. Yazıya dökülen yaşanmisliklarim silinmesin diye geri yükledim onları eski blogumdan, fakat hiç bir düzenleme yapmadim, yapmayacağim. 

Çok özlemişim be !

Bir gecede gittim , bir gecede kendim icin sadecik bir bloga , kendimle geri geldim. 

Sil Baştan ama en baştan değil...

İmza: Ayça , hiç olma yolunda..