24 Temmuz 2013 Çarşamba

Helal Olsun !





   
       UYARI :Bu yazı kan ürünleri ile bir dönem çok fazla muhatap olmuş , Kızılay'ın iyi kötü her türlü uygulamasına bizzat tanıklık etmiş ve ne olursa olsun şu an oğlunun ve kendinin hayatını Kızılay ve Kan bağışçılarının desteğine borçlu olan bir anne tarafından yazılmıştır.


        Geçtiğimiz günlerde Kızılay tarafından helal kan üretecekleriyle ilgili bir açıklama yapıldı. Ardından sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüdü. Tabi ki talihsiz bir açıklamaydı. Neden mi ? Öncelikle Kan insan vücudu tarafından üretilen hayati bir sıvıdır.Bu durumda Kızılay'ın kan üreteceği külliyen yalandır. Bu açıklamayı yapan Türk Kızılay 'ı başkanına  deneyimli bir danışman almasını tavsiye ediyorum.Yanlış anlaşılmalara zemin hazırlayacak açıklamalar yapılmamalı.
        
          Kızılay sadece kan alıp bunu ihtiyacı olanlara transfer eden bir kurum değil , kanın uygun koşullarda alınıp, donörlerin çeşitli testlerden geçerek kan vermelerini sağlayan , böylelikle bulaşıcı hastalıkların geçişini engellemeye çalışan bir kurum. Bunun yanında alınan kanları işleyerek ,ayrıştırarak çeşitli kan ürünlerine dönüştüren bir kurum.

     İnsanın başına hayatta neyin ne zaman geleceği belli değil. Ben de hamile kaldığımda ciddi bir mücadele ile karşı karşıya kalacağımı bilmiyordum. Hamilelikte tetiklenen genetik bir kan hastalığım var (mış) ; Trombotik Trombositopenik Purpura, kısaca : TTP . Bu hastalığın tedavisi yok , ancak hayati değerleri sabitleyebilmek mümkün. O da ancak , belirli aralıklarla Taze Donmuş Plazma almakla mümkün. Kısaca TDP adı verilen bu plazma halk arasında sarı kan olarak bilinen kan plazması.Kırmızı kanın laboratuar ortamında ayrıştırılması ile elde edilen bir kan ürünü. Bir de Plazmaferez denilen bir yöntem var ki bana hamileliğimde çok riskli olmasına rağmen uygulanan yöntemdir.Bu yöntemle bağlandığınız makine vücudunuzdaki kırmızı kanı alır , ayrıştırır ve yeni plazma ile birleştirerek tekrar vücuda gönderir.Bir nevi diyaliz makinesi gibidir.İşlem normal insanlarda bile risklidir ki ben 5 aylık hamileyken 10 gün boyunca yapılmıştı.Bu işlem yapılırken ani tansiyon değişikliği ve alerjik reaksiyonlar ciddi sonuçlar doğurabilir.

     Hamileliğim ve doğum yaptıktan sonraki 8 ay boyunca kan ürünleri ile muhatap oldum.Hayatım ve bebeğimin hayatı ancak bu kan ürünleri ile yapılacak tedaviye bağlıydı. Aldığım ünitelerce kan ürünü acaba kimlerin vücudundan geldi. Hangi yardımsever Kızılay'a kan bağışladı da ben bu tedaviyi olabildim.Derin düşününce ne çok kan kardeşim var aslında benim ve Tarko'nun. Kim olduğunu bilmediğimiz insanlar bilinçli olarak yaptıkları yardımlarla hayat verdiler bana ve oğluma...

      Kızılay işleyişte bir takım hataları olsa da bugün alternatifi olmayan bir hayati kuruluş. Bu kuruluşun başında olan insanların farkındalıklarının çok yüksek olması gerekir.İnsan hayatının ne dini , ne rengi , ne de ideolojisi var. Kimin neye ne zaman ihtiyacı olur bilinmez ve ölüm döşeğindeki hiçkimse kendisine gelen kanın sahibini sorgulamaz. Kızılay'ın görevi bellidir ; kanları uygun donörlerden , steril şartlarda almak ve saklamak.Kan ürünlerini yine steril şartlarda üretmek ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak.Söylemesi basit uygulaması ciddi sorumluluk isteyen bu görevi izah ederken "helal kan " diyebilmek mantık dışıdır. Bu tarz söylemler kişilerin güvenini daha çok sarsmakta bence.Kaldı ki Kızılay bir devlet kuruluşu olarak ihtiyaç halinde heryerde olmalıdır.Ancak Gezi Parkı Olaylarında yoktu.Bu durum pek çok kurum gibi Kızılay'ın da devlet değil hükümet kuruluşu olduğunu ortaya koydu.Bu kabul edilemez bir tutumdur. Bu tutum sonrasında Kızılaya duyulan güvenin sarsıldığını gördüm ve üzüldüm.Çünkü bu kurumun bir alternatifi yok , eğer gönüllü bağışçılar olmazsa pek çok insan hayatını kaybeder. Kardeşim örneğin, hala TDP almaya devam ediyor.2 haftada bir 3 ünite TDP almazsa hayatı tehlikeye girer, ve onun gibi pek çok insanın da...

     Tepki verirken kime , neye , neden tepki verdiğimizi lütfen bilelim. Kurumları uyaralım elimizden geldiğince, ama insan hayatının söz konusu olduğu hallerde bazen ağzımızdan çıkacak tek bir sözün kitleleri sürükleyebileceğinin farkında olalım. Özellikle aydınlara ve toplumda önder olan kişilere yine büyük sorumluluk düşmekte ! Kızılay gibi önemli bir kurumun yöneticilerinin söylemleri yüzünden kurumu karalamaya kalkmak da doğru değil. Çözüm odaklı olmak gerek.Bir kurumu tamamen hayatımızdan çıkarmak ancak ona alternatif bulmakla mümkün.


        Sonuç olarak , eğer sağlığım elverseydi  kan da verirdim , ilik dönoru da olurdum..Bunları yapamayınca organlarımı bağışlamaya karar verdim, Ben nasıl tanımadığım bir çok insan sayesinde bugün hayattaysam ben öldükten sonra da birileri benim sayemde yaşamalı diye düşünüyorum.
           
       Kızılay 'ın "helal "kavramına karşı olarak ; kimliğimi , dinimi, ideolojimi , dilimi bilmeyen  insan kardeşime helal ediyorum organlarımı...ve yine bunları bilmeden bana kanını veren insan kardeşlerim siz de helal edin olur mu ?
 
       İMZA : İnsanlıktan nasibini alabilmiş insanların çoğaldığı bir dünyada olacak gerçek devrim diyen ANNEAYÇA


           

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder